Bir Tarihçinin Aşk Mektubu...

Bir Tarihçinin Aşk Mektubu

Özledim seni
Fatih’in İstanbul’u özlediği kadar…
Cem Sultan’ın Roma’daki esaret günleri
Senden uzak geçen günlerimin yanında hiç kalır…
Yazının icadından önce başlamıştı
Sana olan sevdam
Tarih bittiğinde bile sönmeyecek o ateş
Sevinmemişti İspanyollar bile Amerika’yı keşfettiklerinde
Seni ilk gördüğümde zaman sevindiğim kadar
Bırak geleyim sana
Engel olmaya çalışma
Çinliler Çin Seddi ile Hunları engelleyebildi mi sanki?
Kalbimdeki yerin Roma İmparatorluğu’nun topraklarından daha geniş
Seni üzdüğüm zaman
Çin işkenceleri yapasım geliyor kendime
Ama sen?
Beni fark etmiyorsun bile
Osmanlı Devleti’nin Don-Volga Kanalı’na gösterdiği kadar ilgi göstersen
Ölür müsün yani?
Yoksa aşkımız bir yılan hikâyesine mi dönecek?
Fransa’ya verilen kapitülasyonlar misali…
Ne olur ayrılığımız daha uzun olmasın 5. Murat’ın saltanatından…
İsyan ediyorum yeniçeriler misali kaderime
Benden her yüz çevirişinde
Kavimler Göçü gibi istilâ ediyor güzel yüzünün hayali yüreğimi
Yıkılmak üzere olan bir ülkenin hükümdarı gibi hissediyorum kendimi
Ama umudumu kaybetmiyorum asla
Geleceksin bir gün
Kudüs’ün Selahaddin Eyyûbi’yi beklediği gibi bekliyorum seni


Mehmet ÇİFTCİ
3 Aralık 2006